ŞEKERSİZ DİYABET (DİABETES)
BELİRTİLERİ
Şekersiz diyabet ile şeker hastalığı (dia-betes meltitus) arasındaki farkın anlaşılması için küçük bir parantez açmak gerekir. En yaygın biçim olan diabetes mellitus, pankreasın ürettiği bir hormon olan insülinin vücuttaki işlevini yerine getirememesinden ya da yetersiz üretiminden kaynaklanır. Şekersiz diyabetin nedeni ise hipotalamus çekirdeklerinin yeterli ADH üretememesidir. ADH’nin işlevi böbreklerin su tutmasını sağlayarak idrar yoluyla aşın su kaybını önlemektir. Bu hormonun yokluğu ya da eksikliği idrar yoluyla aşın su kaybına yol açar. Bir şekersiz diyabet hastası günde 20 litreye kadar idrar yapar. Bu miktarın 40 litreyi bulduğu bir olgu da bildirilmiştir.Vücudun bu ölçüde aşın sıvı kaybını dengeleyecek düzeyde sürekli sıvı alınmazsa, hasta kısa sürede ölümün eşiğine gelir. Kaybedilen suyu yeniden alma gereksinimi şekersiz diyabetin temel yakınmalannı doğurur: Susuzluk duygusu ve bol miktarda su içme isteği (polidipsi).
BELİRTİLERİ
Şekersiz diyabet ile şeker hastalığı (diabetes meltitus) arasındaki farkın anlaşılması için küçük bir parantez açmak gerekir. En yaygın biçim olan diabetes mellitus, pankreasın ürettiği bir hormon olan insülinin vücuttaki işlevini yerine getirememesinden ya da yetersiz üretiminden kaynaklanır. Şekersiz diyabetin nedeni ise hipotalamus çekirdeklerinin yeterli ADH üretememesidir. ADH’nin işlevi böbreklerin su tutmasını sağlayarak idrar yoluyla aşın su kaybını önlemektir. Bu hormonun yokluğu ya da eksikliği idrar yoluyla aşın su kaybına yol açar. Bir şekersiz diyabet hastası günde 20 litreye kadar idrar yapar. Bu miktarın 40 litreyi bulduğu bir olgu da bildirilmiştir.Vücudun bu ölçüde aşın sıvı kaybını dengeleyecek düzeyde sürekli sıvı alınmazsa, hasta kısa sürede ölümün eşiğine gelir. Kaybedilen suyu yeniden alma gereksinimi şekersiz diyabetin temel yakınmalannı doğurur: Susuzluk duygusu ve bol miktarda su içme isteği (polidipsi). Susuzluk özellikle ağır olgularda süreklidir ve rahatsızlık vericidir. Hastanın geceleyin de İdrar yapması ve su içmesi gerekir. Kısa bir süre için bile su içmemesi vücudun susuz kalmasına bağlı olarak ağır bozuklukların ortaya çıkmasına yol açar. Susuzluk çok şiddetlenir ve su eksikliği uzarsa, hastada huzursuzluk tablosu başlar ve bu durum deliriuma (bilinçsiz saldırgan hareketler) kadar varabilir.
NEDENLERİ
Son zamanlarda iki şekersiz diyabet türü ayırt edilmiştir. Bunlardan biri ADH’nin eksikliğinden, öbürü ise böbreğin normal miktarda salman ADH’nin uyanlanna yetersiz yanıt vermesinden kaynaklanır.
Hastalann büyük bölümü birinci türe girer. Hipotalamusun supraoptik (göz siniri üstü) ve paraventriküler (ka-nncık çevresi) çekirdeklerinin yüzde 90 oranında tahrip olmasına yol açan hastalıklar, ADH eksikliği nedeniyle şekersiz diyabet tablosunu ortaya çıkarabilir. Buna yol açabilecek hastalıklar pek çoktur. Olguların büyük bölümünde tümörler (özellikle kraniyofarenjiyom) söz konusudur. Hipotalamusa yerleşen frengi ve verem, bu bölgenin büyük çapta yıkıma uğramasına ve dolayısıyla şekersiz diyabete yol açar. Menenjit (beyin zarı iltihabı), ensefalit (beyin iltihabı) ve ender olarak kızamık, kızamıkçık, kabakulak gibi bütünüyle iyi gidişli hastalıklar için de aynı şey söz konusudur. Hipotalamusta ya da hipofizde tümör ve iltihaba bağlı herhangi bir süreç söz konusu olmadan da ortaya çıkan şekersiz diyabet olguları vardır. Son çalışmalar bu olayın bir gen kusurundan kaynaklandığını göstermiştir.Hücre çekirdeğindeki bir nokta olarak tanımlanabilen gen, kişinin ayrı bir birey olmasını sağlayan bütün özellikleri taşır. Bu özellikler erkeğin spermi ve kadının yumurtası aracılığıyla çocuklara geçer. Şekersiz diyabet kalıtsaldır; hastalığa yol açan anormal karakter öbür özelliklerle birlikte aktarılır. Ama şekersiz diyabetli anne babanın çocukları hastalığa her zaman yakalanmazlar. Çünkü hastalığı taşıyan genler iki tanedir. Bazı hastalarda birincisi, bazılarında ise ikincisi etkili olur.Genlerden birincisi baskın olandır ve cinsiyete bağlı değildir; bu durumda anne babadan birinde şekersiz diyabet varsa, çocuklarının hepsi hastalığa yakalanacak demektir. İkincisi cinsiyete bağlıdır, çekiniktir ve x kromozomlarından biri tarafından taşımr. (Cinsiyete özgü kromozomlar iki tanedir; kadmda eşit uzunlukta olduklarından xx ile gösterilirler.) Her iki x kromozomu da bu geni taşımadıkça, kız çocuk belirtiler göstermeden yalnızca hastalığı taşıyıcı olacaktır. Genin her iki x kromozomunda bulunması yaşamla pek bağdaşmaz. Erkekte x kromozomu çekinik geni taşıdığında ve onu baskılayacak başka bir x geni olmadığında hastalık ortaya çıkar. Çiftte yalnız baba hastaysa, babadan y geni alan erkek çocuklar hastalığa yakalanmaz; kız çocuklar ise hastalığı taşırlar. Eğer anne taşıyıcı ve baba sağlıklıysa, erkek çocukların yansı hasta, yansı sağlıklı ve kız çocukların yansı taşıyıcı, yansı sağlıklı olacaktır.
ADH’ye böbreğin yanıt vermemesine bağlı şekersiz diyabette ikinci duruma benzer bir mekanizma işler; yani bu durumda da yalnızca erkek çocuklar hastalanacaktır.
TEDAVİ
ADH eksikliğine bağlı şekersiz diyabette tedavi basittir; eksik olan ADH’yı vermek yeterlidir. Geçmişte enjeksiyonla verilen hipofiz ekstreleri günümüzde kullanılmamaktadır. Artık sprey biçiminde burun yoluyla verilen yeni ilaçlar vardır. İkinci tür şekersiz diyabetin kontrol edilebilmesi çok daha güçtür. ama bu biçim çok ender görülür.
ŞEKERSİZ DİYABETE BENZER HASTALIKLAR
Çok idrar yapan herkeste şekersiz diyabet olduğunu söylemek elbette yanlış olur. Hastanın idrarla şeker attığı ve şekerin ozmotik nedenlerle beraberinde suyu da sürüklediği şeker hastalığı: böbrek yetersizliği nedeniyle böbreğin su tutamadığı ve idrar miktannın fazla olduğu kronik böbrek hastalıklan dışında da şekersiz diyabete çok benzeyen hastalıklar vardır. Ama bunlarda çok idrar yapma ADH’nin azalmasına bağlı değildir. Henüz tam tanımlanmamış olan bu hastalıklardan biri, hipotalamustaki susuzluk merkezinin lezyonu-na bağlıdır. Normal koşullarda suya gereksinim duyulduğunda susuzluğun ortaya çıkmasını sağlayan bu merkezdeki bozukluk nedeniyle kişi aşın su alır ve böbreklerden gereksiz miktan atar.
Bir başka garip hastalık ise potomani, yani aşın su içmedir. Bu kişilerde su değiş tokuşunu düzenleyen bütün mekanizmalar normaldir. Anormal olan hastanın ruhsal durumudur; “mani” terimiyle de belirtildiği gibi gerçek bir ruhsal bozukluk söz konusudur. Bu hastalıkta da öncekinde olduğu gibi, şekersiz diyabete göre durum tersine dönmüştür. Kişi böbrek aracılığıyla gerçekleşen su kaybını karşılamak için değil, yalnızca organizmanın gerçek gereksiniminden bağımsız olarak ortaya çıkan susuzluğu gidermek için su içer. Burada böbrek çıkardığı idrar miktarını artırarak, vücuda giren fazla suyu dengeler.
Şekersiz diyabeti olan bir hasta az su içerse, az idrar yapar mı?
Hayır, idrarla su kaybetmeye devam eder; dahası ağır ve tehlikeli bir su kaybına doğru gider. Baş ağrısı, kilo kaybı, huzursuzluk, dayanılmaz bir susuzluk, ateş, bilinçsiz saldırgan hareketler, dolaşım sisteminin İflası görülür. Hastalığın başlıca nedeni ADH eksikliğidir ve susama yalnızca dengeleme mekanizmasının yararlı bir sonucudur.
Şekersiz diyabet kafa travması gibi nedenlerle bilinç bozukluğuna uğrayan hastalarda çok tehlikelidir; çünkü su içmezler ve buna bağlı olarak İdrarla kaybedilen sıvıyı yerine koyamazlar.
merhaba ben bu hastalığa 7 ayönce yakalandım minirin60lık kullanıyom bunun hiç çaresiyokmu acaba
arkadaslar bende yeni hastanenden ciktim bende de bu hastalik cikti ayni ilaci aliyorum abana iki defa kullanmak sakincali dendi 3 ay önce basladi bu hastalik basimdan önemli bir seey de gecmedi ve galiba artik hep böyle olacaz tedavisi yok
selam;
bende 4 yıldır bu hastalıkla başa çıkmaya çalışan 1 hastayım fakat 7 aydır minirin kullanıyorum..benim sormak istediğim bizler ömrümüzün sonuna kadar bu spreye bağlımı yaşayacağız.çünkü bu sprey çok az ve bazen bittiğinin farkında olamayıp ilaçsız kaldığın günler oluyor ve büyük sıkıntı yaşıyorum ..son 2 haftadır da günde 2 kez kullanmama rağmen yetmiyor etkisi en fazla 4 5 saat sürüyor.bu spreyi 2 kereden fazla kullanamda sakınca olurmu ve bu ilacın yan etkisi varmı?
çok soru sordum afedersiniz şimdiden teşekkürler..
merhaba
bende 21 yıldır DI hastasıyım.Oğuz bey kemoterapiyi ilk defa sizden duyuyorum.cerrahpaşasından çapasına haydarpaşasından eğitim araştırma hastanelerine her yerde tedavi ve muayene oldum.
Belki her bünyenin durumu farklıdır ama benim bildiklerim kemoterapi gibi bir durumun mümkün olmadığı gerekte olmadığı.
vücutta bir kanser hücresi yok.sadece hipofiz bezindeki antidüiretik hormon yeterli derecede salgılama yapmıyor.kemoterapi apayrı bir olay.
kızınızın durumunu okuyunca kendi çocukluğum geldi aklıma:-)))
bende aynıydım…ilacı yapmanıza rağmen idrarını tutamama ve çok su içme durumu varsa bence doktorunuza danışıp ilaç dozunu gözden geçirin.
ve bu rahatsızlığın ilaç haricinde bir tedavisi olmadığını belirtmek isterim(ben bana söylenenleri diyorum) ameliyat imkanı var ama ameliyatın % 100 başarılı geçeceğini kimse garanti edemiyor.zaten ameliyetı da bu rahatsızlık beyinde bir tümör oluşturursa yapıyorlar(öyle bir riski de var bu yüzden zaten her yıl mr çekiyorlar)
Herkese geçmiş olsun
merhaba
muhterem,elif,nisa
sızlerde DI hastası oldugunuzu belırtmıssınız benımde 7 yasında kzım DI hastası mınırın kullanıyopruz. ve olur olmadık yerde tuvaletı gelıyor ve bazen hiç olmadık yerde bıle ayak üstü yapmak zorunda kalıyoruz. sormak istedıgım acaba tuvalet geldıgın de bu kadar rahatsız edıcı bır durum hasıl oluyormu günde 2 defa minirin kullanıyoruz.
Görüşlerinizi benimle paylaşırsanız cok sevınırım bunun için bize kemoterapi görebılırsınızde dıyorlar hıç duydunuzmu bu şekilde olupta kemoterapi geörüp iyileşen
şimdiden verecegınız cevapları bekleyecegım
oğuz
merhaba bende şekersiz diyabetim bende minirin kullanıyorum bu hastalığın bitkilerle tedavisi varmı acaba ?
ben de DI hastasıyım.
ameliyat sonrası gelişti.
sizinle mail yoluyla konuşmak beni rahatlatabilir.teşekürler
Merhaba.Ben yaklaşık 15 yıldır şekersiz diyabet hastasıyım.Mınırın isimli bir ilaç kullanıyorum.Hastalığın kalıtsal olduğundan bahsetmişsiniz.Bu konuyla ilgili detylı bilgiyi nasıl öğrenebilirim acaba ?